Öfke ve öfke yönetimi

Öfke ve öfke yönetimi

7 Görüntüleme

Günümüz toplumunda bireylerin hemen her gün yaşadıkları onlarca stres yaratan durum/olay karşısında sakin kalabilmeleri büyük önem taşımaktadır.

Sürekli hale gelen ve insanları kaygılandıran birçok yaşamsal faaliyetler ve bu faaliyetlerin sebep olduğu ekonomik, sosyal yahut duygusal olumsuzluklar kişilerde öfke uyandırabilmektedir.

Elbette öfke tanımını yapabilmek için öncelikle ‘duygu’ kavramının ne olduğunu tanımlayabiliyor olmak gerekir. Duygular yaşantılarımıza eşlik eden, yaşanılan olaylardan ve durumlardan etkilenen, bu yaşantıları etkileyen önemli psikolojik bileşenlerden birisidir.

Öfke çoğunlukla kişinin ihtiyaçlarının doyurulmaması, planlarının engellenmesi, haksızlığa uğranılması ya da karşılanmayan beklentilere karşı açığa çıkan sağlıklı, evrensel ve doğal bir duygusal tepkidir. Burada önemli olan öfkenin ifade ediliş biçiminin olumsuz olduğudur. Öfke sağlıklı bir iletişim içerisinde var olabildiği gibi davranışsal birtakım eylemler ile de açığa çıkabilmektedir. Birey tarafından kabul edilen, anlaşılan, sağlıkla ifade edilmeye çalışılan bir öfke duygusu işe yarayan, üretken olmaya götüren bir durumdur. Oysa, kontrol edilemeyen, bastırma ya da inkâr ile yok sayılmaya giden öfke bireyin hem kendisi hem de çevresi için zarar verici bir potansiyel taşımaktadır.

Birçok araştırma şiddet ve öfke eğilimlerinin ve bu doğrultuda meydana gelen saldırgan eylemlerin genel olarak limbik sistem, frontal lob ve temporal lob ile ilişkili olduğunu gösterir. Tabi ki çocukluk çağında şiddete tanıklık etmek, şiddete birebir maruz kalmak, kalabalık ortamda yaşamak, ağır yoksulluk durumları, aile yapısında bozulmalara sebep olabilecek sosyoekonomik nedenler, psikiyatrik hastalığa sahip olmak, yaşanan sürekli stresli olaylar, serotonin metabolizmasında dengesizlikler, premenstrual dönem içerisinde meydana hormonal dengesizlikler ve alkol/uyuşturucu kullanımı da öfke eğilimini artırmaktadır.

Uzun süreli şiddete ya da kontrolsüz öfkeye maruz kalmak bireyde değersizlik, çaresizlik, yetersizlik gibi daha birçok olumsuz duygulanımı beraberinde getirir. Ayrıca kişiler arası sorunlu iletişimler, çalışma yaşamında işlevsellikte düşüşler, boşanmalar gibi olumsuz yaşamsal olaylar da beraberinde gelmektedir.

Öfkeyi sağlıklı biçimde ifade etme becerisini kazanmaya “öfke kontrolü” denir. Öfke kontrolünde temel amaç; saldırganlıktan uzak, şiddete dönüşmeden, bireyin kendisine ve çevresindeki kişilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır. Öfke kontrolünde doğru yöntem kişiden kişiye değişmekle birlikte ilgili yöntem belirlenirken kişinin kendi yaşam tarzı, kişilik özellikleri, bu yöntemi uygularken rahatsızlık hissetmemesi gibi faktörler dikkate alınmalıdır.

Öfke kontrol yöntemleri

Öfkeyi kontrol etmede kullanılan bazı genel yöntemler şu şekildedir:

  • Kışkırtılan noktaları tanımlayabilmek ve yüzleşebilmek,
  • Yönergeli cümleler kullanmak. Örneğin; öfkenin seni ele geçirmesine izin verme, derin bir nefes al şeklinde olmalıdır.
  • Duyguları daha net tanımak ve farkında olmak. Böylece beklentilerimiz ve doyurulmamış isteklere karşı ne hissettiğimizi daha iyi bileceğimiz için daha sağlıklı bir iletişim içinde olabileceğiz.
  • Öfkenin ABC’sini bilmek. Yani öfkeye yol açan sebepler-davranışlar-sonuçlar şeklinde dur, düşün ve davran modelini uygulamak kolaylaşacaktır.
  • Bizi kışkırtan ya da öfkelendiren olaylardan kendimizi uzak tutmaya çalışmak gibi yöntemler geliştirilebilir.

Eğer tüm bunlara rağmen kişi birtakım değişimler içine giremiyorsa, öfke zamanla fiziksel şiddet, bağırma, etrafı kırıp dökme gibi eylemlerle açığa çıkıyorsa bir psikolog ya da psikiyatrist desteği alması önerilmektedir.

Klinik Psikolog Solin Çekin

Randevu AlHemen Ara
WhatsApp (Çevrimiçi)

Merhaba, 👋 Tuğçe ben. Sibel Hanım’ın asistanıyım. Size nasıl yardımcı olabilirim?

Cevap Yaz