Güçlü ilişkilerde çiftler birbirinin stresini nasıl azaltıyor?

Güçlü ilişkilerde çiftler birbirinin stresini nasıl azaltıyor?

17 Görüntüleme

Eve iş getirmeli mi? İşte gün içinde partnerlerden birini strese sokan durum akşam eve gelince gerçekten de ‘kapının dışında’ mı bırakılmalı?

Kimi zaman partnerler için bir övünç kaynağı olarak da söz edilebilen bir durumdur bu:

‘Benim eşim eve iş sorunlarını taşımaz’

Acaba gün içinde ilişkinin dışında yaşanan stresörleri kapının dışında bırakmak (bırakabildiğini düşünmek) ilişkiyi nasıl etkiliyor?

Araştırmalar güçlü ilişkilerde partnerlerin dış kaynaklı problemlere karşı birbirinin stres düzeyini azaltma amaçlı düzenli bir şekilde konuştuklarını söylüyor.

Bu yazımda sizlere partnerinizle ‘stres azaltıcı konuşma’yı nasıl yapacağınızı aktarıyor olacağım.

Sizler de her günün sonunda bunu bir rutininiz haline getirmeyi başardığınızda ilişkinizin dış kaynaklı sorunlardan olumsuz etkilenme düzeyini minimize etmiş olacak ve ilişkinizden duyacağınız tatmin seviyelerinin arttığını keşfediyor olacaksınız.

Stres azaltıcı konuşma nasıl yapılır?

Bunu bir örnekle açıklayalım:

Partnerinizin iş değişikliği, terfi vb. bir stresörü olduğunu düşünelim. Her ikiniz de sırayla konuşmacı ve dinleyici olacaksınız.

İlk konuşmacı kendisi için stres yaratan bu durumu partnerine detaylı bir şekilde anlatıyor olacak.

Dinleyici taraf ile ilgili altın kural; ‘Sizden yardım istemediği sürece partnerinizin problemini çözmeye çalışmayın, önerilerde, çözüme yönelik fikirlerinizi sunmayın.’

Sadece dinleyin ve partnerinizi empatik bir şekilde dinlediğinizi ona hissettirin.

Partnerinize vereceğiniz en büyük destek onu ‘anladığınızı’ ona hissettirmektir.

Empatik dinlemeyi nasıl yapacağım?

Partnerinizle göz teması kurun. Olayı daha iyi anlayabilmek için ona sorular sorun. Sorularınızın imalı, yargılayıcı, eleştirel bir soru olmadığından sadece daha detaylı anlamak için sorulduğundan emin olun.

Onu anladığınızı gösteren empatik ifadeler kullanmaya çalışın; ‘gerçekten çok kötü bir durum, ben de olsam çok üzülürdüm, senin gibi hissederdim vb.’

 Bir diğer altın kural: Karşı tarafı asla tutmayın!

Düşmanın tarafını tutmak yerine partnerinize onunla aynı tarafta olduğunuz, dış stresöre karşı bir ‘ekip’ olduğunuz mesajını verin.

Partnerinize temas edin, sarılın, ilgi ve şefkat gösterin. Bu olayın ona neler hissettirdiğini sorun ve duygularını onaylayın.

* Partneriniz bu durumda haksız da olsa, o an onun duygularını onaylamak ne hissettiğini anlıyorum, görüyorum gibi anlamlara gelmektedir.

** Partneriniz sizinle zorlandığı bir olayı paylaşırken ‘kulağım sende’ derken akıllı telefonunuza ya da tv ye bakmayın. Bu onu yok saymak anlamına gelir.

Eğer partneriniz hala kendisini anlaşılmamış hissediyorsa ona daha ayrıntılı sorular sorun;

Örnek sorular:

  • Bu durum senin için ne anlama geliyor?
  • Burada canını en çok sıkan şey ne?
  • Peki en kötü ne yaşayabiliriz bununla ilgili?
  • Sana destek olmak için yapabileceğim bir şey var mı?

Eğer evet cevabını alırsanız ona öneriyle gitmeyin!

“Sana yardımcı olmak için yapabileceklerim konusunda fikrin ya da önerin var mı?” diye ilk olarak ona fikirlerini sorun.

** O sizden fikir, çözüm önerisi istemeden siz fikirlerinizi söylemeyin!

Unutmayın, herkesin öncelikle anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Partnerinizin duygularını, tepkilerini, bu olayın onun için anlamını öğrenmeye çalışın. Bunu yaparken eleştirel, savunmacı, suçlayıcı bir tutum takınmadığınızdan emin olun.

Her gün 20 dakika stres azaltıcı konuşmaya vakit ayırmak ilişkinizi besler. Dış kaynaklı stresörlerin ilişkinize olumsuz etkilerini belirgin azaltır ve ilişkinizden duyacağınız tatmini arttırır. Partnerinizle arkadaşlık becerilerinizi arttırmanızı sağlar.

Randevu AlHemen Ara
WhatsApp (Çevrimiçi)

Merhaba, 👋 Tuğçe ben. Sibel Hanım’ın asistanıyım. Size nasıl yardımcı olabilirim?

Cevap Yaz