Aşka bağımlı olmak

Aşka bağımlı olmak

1 Görüntüleme

Aşkın bir bağımlılık olup olmadığı her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Aşkın bir bağımlılık olduğu görüşüne katılan araştırmacılar madde bağımlılığında görülen bulgulara benzer şekilde beynin ödül merkezlerinin âşık olunca da aktive olduğunu vurgulamaktadır.

Kimi yaklaşımlar aşkın bir obsesyon, kompulsif davranışlar hatta dürtü kontrol bozukluğu olduğunu savunmaktadır. Bazı araştırmalar aşk bağımlılığında dürtüsel davranışların ve yenilik arayışının yaygın olduğunu saptamıştır. Bazı araştırmalar ise romantik aşkın başlangıç dönemlerinde (ilk 6 ay) bağımlılığa benzer durumların görüldüğü, ancak ilerleyen süreçlerde farklılaştığını belirtmektedir.

Aşkın başlangıç dönemlerinde yoğun bir öfori (coşku), partnere aşırı odaklanma, onunla ilgili takıntı boyutunda düşünceler, enerji artışı, duygusal bağımlılık ve partnerin yokluğunda bir yoksunluk, aşerme halinin olduğu bilinmektedir. İlerleyen dönemlerde ise bu belirtilerin yerini daha çok denge, dinginlik ve güvenin aldığı söylenebilir.

Âşık olunca beynimizde neler oluyor?

Âşık olduğumuzda beynimizde dopamin, serotonin, oksitosin, endorfin, noradrenalin ve vazopressin gibi hormonlar salgılanarak bir biyokimyasal süreç tetiklenir. Beynimizde tutku, arzu, coşku, bağımlılık ile ilişkili olan süreçlerde dopamin öncelikli rol oynar. Bu aktiflenen dopaminerjik yolaklar bir yandan ilerlerken öte yandan serotinin seviyeleri azalmaya başlar; iştah azalır, riskli seçimler artar, takıntılı davranışlar, düşünceler artar. Obsesif Kompulsif Bozuklukta görülene benzer biçimde azalan serotonin seviyeleri takıntılı bir biçimde düşüncelerde âşık olan kişinin olmasına yol açar.

Bağlanma hormonları olarak bilinen oksitosin ve vazopressinin de romantik ilişkilerde arttığı bilinmektedir. Âşık olan kişilerde yapılan görüntüleme çalışmalarında bağımlılıkta görülen bulgularla paralel şekilde bulgular görülmektedir. Yine madde yoksunluğunda görüldüğü gibi aşk nesnesinden ayrılma, terk edilme durumlarında da yaşanan fiziksel ve ruhsal durumlar, çökkün duygudurum yoksunluk ile ilişkilendirilmektedir.

Bu benzerlik ve farklılıklar konusunda çeşitli görüş ayrılıkları olmakla birlikte, araştırmalar aşkın başlangıç süreçlerinde madde bağımlılığı ile benzeştiğini ancak ilerleyen süreçte ayrıştıklarını göstermektedir.

Aşk bağımlılığı var mı?

Literatür baktığımızda ilk kez 1975’te kişinin maddeye bağımlılığında olduğu gibi insanlara da bağımlı olabileceği gündeme gelmiştir. Bağımlı bir ilişki, kişinin hayatını ciddi boyutlarda etkileyebilen, yaşamsal faaliyetlerini kısıtlayabilen ve adeta yaşamla bağlantısını kesen bir durum haline gelebilmektedir. Bağımlı bir ilişkide kişi, bağımlı olduğu bireyi hayatının merkezine koyarak önceliği haline getirebilir ve diğer tüm ilgi/uğraşı alanlarını bırakabilir. Bu tarz bir bağımlı ilişkide takıntılı şekilde karşı tarafla aşırı bir uğraş ve müdahale yer alır.

Bağımlı olan kişi, kendisine zarar verse ve acı çekse dahi bu ilişkiyi sonlandırmakta güçlük çeker. Bu bağımlı aşk ilişkisinde birey kendisine verdiği zararı görse bile bu ilişkiden kopamaz, sosyal ilişkileri, mesleki işlevselliği sekteye uğrayabilir, sadece partnerin ilgi alanlarına yönelebilir.

Uyarıcı psikoaktif madde bağımlılığı ile benzer

Araştırmalar aşk bağımlılığının en çok uyarıcı psikoaktif madde bağımlılığı ile benzer olduğunu göstermektedir. Aşk bağımlısı birey sıklıkla romantik düşünceler, fantaziler, ve davranışlarla ilgilenmektedir. Birey sıklıkla âşık olduğu ve bağımlı olduğu bireyi idealize eder, onun varlığında coşku, yokluğunda ciddi anlamda duygusal yoksunluk, düşüş, kontrol kaybı, riskli davranışlar yaşayabilir.

Bağımlı ilişkide görülen en çarpıcı özelliklerden biri de kişinin güven duygusunun, özdeğer, özsaygının azalması ve bu olumsuz durumlardan kurtulmak için karşı tarafa bağlanarak kurtulmaya çalışmasıdır.

Sağlıklı bir ilişkide bireyler deneyimlenen duyguları ortak bir paylaşım olarak görürken bağımlı ilişkide daha çok ilişki tek tarafın beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayan bir araç haline gelir. Kişi kendini her şeyiyle karşı tarafa verir, partnere ya da ilişkiye karşı aşırı tepkiler gösterir ve partneri ya da bu ilişkiyle ilgili gerçek dışı beklentiler içine girer.

Aşk bağımlılığında aşerme

‘Sensiz ben bir hiçim, sürekli seni düşünüyorum, sensiz yaşayamam…’ Partnere adeta maddeye aşerme gibi yoğun bir istek duyulması, karşı konulamaz bir arzu içinde olmak durumudur. Özellikle reddedilen aşkta, kişinin mahvolmuş, tükenmiş, acı çekme hali içinde olmak gibi duygular deneyimlenir. Aşerme yaşayan kişi için hayatının tek anlamı tamamen o partnerdir. Kişinin tüm düşünceleri, duyguları, odak noktası o kişidir.

Kişide bu bağımlılık sürecinde tolerans gelişmesi gözlenir; partnerinden daha çok ilgi, daha fazla dikkat, fedakârlık ister. Kendisinden çok partneriyle ilgilenir, zamanının çoğunu partnerinin eylemleri ve aktivitelerini kontrol etmeye harcar. Enerjisinin çoğunu partnerini kontrol altında tutmaya harcar.

Randevu Al Hemen Ara