Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin istemsizce zihnine gelen zorlayıcı düşünceler, ritüeller, zihin meşguliyeti ve kompulsiyonlar ile karakterize dirençli bir ruhsal hastalıktır. Tekrarlayan bu obsesyon ve kompulsiyonlar kişide ciddi sıkıntıya neden olur. Obsesyon ve kompulsiyonlar kişinin günlük hayatını, rutin aktivitelerini ciddi oranda etkiler ve mesleki işlevselliğini, ilişkilerini büyük ölçüde engeller.

Obsesyon dediğimiz kavram; tekrarlayıcı biçimde ve istemsizce bireyin zihnine gelen düşünce, duygu, fikir ya da histir. Obsesyon kişinin zihinsel süreçleriyle ilişkili bir durum iken kompulsiyon ise; bir davranıştır ve sayı sayma, kontrol etme, kaçınma gibi bilinçli, standardize, tekrarlayıcı eylemlerdir. OKB’li her hasta obsesyonlarının mantıksızlığını bilir ancak ‘engel olamadığını’ belirtir.

Sıklıkla kompulsif eylem, zihne gelen obsesyonla ilgili kaygıyı ve sıkıntıyı azaltmak için yapılan ritüelize bir eylem olsa da, bu çoğu zaman işe yaramaz. Kısa süreli olarak bireye rahatlamış hissi verse de uzun vadeli olarak kaygılarının artmasına ve hastalığın ilerlemesine neden olur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Ne Sıklıkta Görülür?

Genellikle toplumda görülme sıklığı %2-3 civarındadır. Yetişkin popülasyonda kadın/erkek arasında oran açısından farklılık görülmemektedir. Ergenlik döneminde ise erkekler kızlardan daha fazla etkilenmektedir. Genel olarak başlangıç yaşı 20 yaş civarıdır.

OKB’ye sıklıkla diğer ruhsal hastalıklar da eşlik edebilmektedir. En sık eşlik eden ruhsal hastalıklar depresyon (%67) ve sosyal fobidir. Diğer eş tanılar arasında alkol kullanım bozukluğu, yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluk, özgül fobiler, ayrıntıcılık-mükemmeliyetçilik gibi özelliklerle karakterize obsesif kompulsif kişilik bozukluğu, yeme bozuklukları ve tik bozuklukları yer almaktadır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Neden Olur?

Birçok ruhsal hastalıkta olduğu gibi OKB’de de hastalığın ortaya çıkması ile ilişkili pek çok faktör bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar bir takım biyolojik etmenler, genetik yatkınlık, davranışsal etmenler, kişilik özellikleri, çevresel etmenler gibi faktörlerin altta yatan nedenler arasında bulunduğunu göstermektedir.

Beyin görüntüleme çalışmalarında özellikle serotonin maddesi ile ilgili anormal bulguların saptandığı görülmektedir. Serotoninerjik ilaçlara hastaların yanıt oranlarının görece daha yüksek olması bu sistemle ilgili anomalileri desteklemektedir. Tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine göre daha sık görülmesi genetik zeminin önemine vurgu yapmaktadır. Bunların yanı sıra davranışsal öğrenme, kültürel ögeler de hastalığın ailesel yönü ile ilişkili diğer faktörler olabilmektedir.

Elektrofizyolojik çalışmalar, EEG araştırmaları OKB ve depresyonda ortak bazı anormal bulgular olduğunu göstermektedir. Bu da bu iki hastalığın birlikte görülme sıklığının neden yüksek olduğunu açıklamakta önemlidir.

OKB’de Hangi Belirtiler Görürüz?

OKB de görülen belirti kümesi her hastada farklı olabilir ve aynı hastada farklı dönemlerde farklı obsesyon ve kompulsiyonlar görülebilir. Örneğin; bir annede çocuğuna zarar verme şeklinde bir obsesyon olabilir ve bu takıntıdan yoğun olarak rahatsızlık, endişe duyan anne bu düşüncesini nötrlemek için belli bir duayı belli sayıda okumak gibi ritüelize bir kompulsiyon geliştirmiş olabilir veya evdeki tüm bıçakları saklayarak bu sıkıntısından kurtulmaya çalışıyor olabilir. ‘Ellerim kirli’ diye bir temizlik obsesyonu olan birey temizlendiğini düşünene kadar ellerini yıkama davranışı (kompulsiyon) gösterebilir

Benzer şekilde ‘Ocağı kapattım mı kapatmadım mı?’ gibi emin olamama obsesyonu ile OKB’li kişi defalarca ocağı kontrol edebilir. Kontrol etme kompulsiyonu kişiye kısa süreli ve geçici bir rahatlama hissi verse de uzun vadede hastalığının ilerlemesine neden olur.

Dini kutsallara dair istemsiz gelen düşünceler, bulaşma, şüphecilik, simetri-düzen, cinsel ve bireyi rahatsız edici içerikli obsesyonlar da bu hastalıkta görülebilen diğer obsesyonlardır. Genel anlamda OKB’li bireyde kişinin zihnine istemsizce gelen düşünce olan obsesyon ve bunun yarattığı kaygıyı gidermek için yaptığı eylem olan kompulsiyonlar görürüz.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Nasıl Yapılır?

OKB dirençli bir ruhsal hastalıktır ve etkin bir tedavi için çok yönlü yaklaşım gereklidir. Hastalığın doğasına ilişkin biyolojik etmenlerin rolünün yapılan çalışmalarla desteklenmesi, farmakolojik tedavilerin öncelikli hale gelmesini sağlamıştır.

Fakat ilaç tedavileri tek başına OKB de çoğu zaman yeterli olmamakta ve hastalığın ilerde nüks etmesinin önüne geçmekte yetersiz kalmaktadır. Bu anlamda Bilişsel Davranışçı Terapi ve FDA tarafından OKB hastalığında onaylı TMS tedavisi (TMU/Transkranyal Manyetik Uyarım) yeni seçenek tedaviler arasında ve giderek artan biçimde dünyada yaygın olarak kullanılan tedavi seçenekleri haline gelmiştir.

OKB hastalığına en uygun yaklaşım; ilaç, psikoterapi ve TMS tedavi seçeneklerinden bir veya birkaçının kombinasyonu ve hastalığa dair verilecek aile psikoeğitimini içermektedir.

TMS tedavisi, ilaç kullanmakta zorlanan, çeşitli nedenlerle ilaç kullanamayan, ilaca yeterli yanıt alınamayan, ilaç etkisinin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulan durumlarda, bilişsel davranışçı terapide verilen ev ödevlerini yapamayan, bu terapi yöntemi ile çalışmaya uygun olmayan OKB li hastalarda ilk seçenektir.

Obsesif Kompulsif Bozukluğun Gidişatı Nasıl Olur?

Bu hasta grubunda belirtiler daha sık olarak aniden başlar. Hastaların %50-70 kadarında gebelik, stresli bir yaşam olayı, kayıplar gibi bir durum sonrası belirtiler başlar. Hastalar belirtilerini gizlemeyi sıklıkla başardığından tıbbi yardım almasına kadar yaklaşık 5-10 sene gecikme yaşanır. Hastalığın gidişatı bazı hastalarda dalgalı, bazı hastalarda sabit bir seyir gösterir.

Hastaların %20-30 kadarında belirtilerde belirgin bir iyileşme görülürken, %40-50’sinde orta dereceli bir iyileşme görülür. Kalan %20-40’ında hastalık inatçı ve kötü bir seyir gösterir.

OKB’li hastaların en az 1/3’ünde depresyon görülür. İntihar, ciddi anlamda zorlanma yaşayan bu hasta grubunda önemli bir risktir.

Hastalığın Kötü Gidişli Olduğunun İşaretleri

  • Kompulsiyonlara direnmek yerine uyum sağlamak
  • Çocukluk çağında başlangıç
  • Bizar kompulsiyon varlığı
  • Hastane yatış gereksinimi
  • Majör depresyonun eşlik etmesi
  • Sanrısal inançların varlığı
  • Psikotik kaymalar yaşanması (obsesyon ve kompulsiyonların benliğe uyumlu algılanması hali)
  • Kişilik bozukluğunun eşlik etmesi (özellikle Şizotipal kişilik bozukluğu)

Hastalığın İyi Gidişli Olduğunu Düşündüren Bulgular

  • Sosyal ve mesleki işlevselliğinin iyi olması
  • Belirtileri başlatıcı bir olay olması
  • Belirtilerin dönemsel olması
  • Tedavi uyumunun yüksek olması
  • Aile ve hastanın sosyokültürel düzeyinin yüksek olması
  • Tedavi ekibiyle işbirliğinin iyi olması

Hastanın obsesyonlarının içeriği ile hastalığın gidişi arasında bir ilişki yoktur.
OKB de TMS nın yerıne dair yayınlar:

Randevu Al Hemen Ara